Teknolojinin pek çok alanda söz sahibi olması, kitapların ve bilginin dijitalleşmesine neden olurken bilgiyi tüketme şeklimizi de büyük ölçüde etkiledi. Yeni metod ve medya türlerinin gelişmesiyle kütüphanelerin geleneksel rolü değişmeye ve dönüşmeye başladı. Herhangi bir ortamda ve herhangi bir zamanda hızlı bir internet aramasına kıyasla sabit bir ortamdaki fiziksel koleksiyonun sürdürülebilirliği sorgulanmaya başladı.
Günümüzde kütüphaneler; fiziksel kitaplar kadar elektronik kitaplar, video ve ses kayıtları gibi multimedya materyallerini içeren dijital seçkiler sunuyor. Aynı zamanda insanların etkileşimini başlatan, farklı geçmişlere ve yaş gruplarına sahip insanlar arasında fikir alışverişi ortamı yaratan sosyal alanlar olarak da öne çıkıyor.
Toplumu oluşturan bireyleri içinde bulundukları mekanın ve kentin esas aktörleri olduğuna inanan Dominique Coulon & Associés tarafından tasarlanan Thionville Medya Kütüphanesi [Üçüncü Mekân], bir medya kütüphanesinin sağladığı kaynaklara ek olarak dil laboratuvarı, video oyun odaları, plastik sanat odaları gibi farklı fonksiyonları da içinde barındırıyor. İsminden de anlaşılacağı üzere üçüncü mekân konseptine uygun olarak tasarlanan kütüphanede; sergi, yaratıcı etkinlikler, müzik uygulamaları, gösteri gibi katılımcı odaklı aktiviteler yapılırken üç tarafını çevreleyen ağaçların altında ve üst kısmında ziyaretçilerinin kitap okuması, dinlenmesi ve sosyalleşmesi için yeşil açık alanlar sunuluyor. Cephede şerit ve cam kullanımı iç ile dış mekan arasında bir muğlaklık yaratıyor. Bu sayede, kamusal alanın sınırları daha az görünür oluyor ve sokak ile bir ilişki kuruluyor.
MU Architecture tarafından tasarlanan, origamiye benzer çatı formu ve iç-dış arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran şeffaf yapısıyla öne çıkan ‘Les Sources Vives’ Medya Kütüphanesi, açık plan kurgusu ile modüler iç mekanlar sunuyor. Çatının yükseklik varyasyonları, mekanları keskin bir şekilde bölmeden farklı programları birbirinden ayırırken gelen ziyaretçilerin serbest hareket edebilmelerini destekliyor. Çocuklar için kitap ve çevrimiçi araştırma alanları sunan kütüphane, çevrede bulunan tarihi viyadük ve kültür merkezi ile de ilişki kuruyor.
1642 yılında inşa edilen tarihi Maureau Köşkü ve etrafındaki parkın içine yerleşen, Dominique Coulon & Associés tarafından yeniden işlevlendirilen ve tasarlanan Pélissanne Medya Kütüphanesi, Parkı ve Pasajı zengin bir peyzaj ve miras bağlamının bir parçası olarak öne çıkıyor. Mevcut binanın iyileştirilmesiyle ortaya çıkan hacmin dikeyliği ve yeni yapılan uzantının yataylığıyla iki boyut ve iki dönem arasında diyalog kuran yapının bir parçası olan Medya Kütüphanesi’nin zemin katı geniş bir şekilde parka açılıyor ve bu sayede okuyucunun kendisini peyzajın içinde hissetmesi ve bütünleşmesi hedefleniyor. Yapının parkta bulunan çınar ağacı etrafında kıvrılan formu sayesinde kullanıcılar üst katta, kendilerini çınar ağacının kucakladığı bir mekanda buluyor. Kütüphanenin kıvrımlı yapısı özel alanlara yer verirken toplu şekilde buluşmalara da olanak sağlıyor.
Kolektif mekân olarak kütüphane düşüncesiyle OMA ve Barcode Architects işbirliği ile tasarlanan Bibliothèque Alexis de Tocqueville dijitalleşme çağında, hem basılı hem dijital medya için değişen bilgi toplama ve işleme pratiklerine uyumlu bir alan sağlıyor. Her biri bir pedagojik disiplini (beşeri bilimler, bilim ve teknoloji, edebiyat ve sanat) barındıran dört ayrı düzlem, bölümler arasında maksimum akışı teşvik etmek için birinci katta büyük bir okuma odasıyla birleşiyor. Bu sayede insanların buluşup bilgiyi paylaşması sağlanıyor.
Matisse'in akantus yapraklarından ve Alvar Aalto’nun vazolarından oluşan tablolarına gönderme yaparak ziyaretçilerine bir keşif, buluşma ve bilgi alışveriş alanı sunan Mont de Marsan Medya Kütüphanesi, kentte baskın olmadan görünür ve ayırt edici bir yapı olmayı başarıyor. Archi5 tarafından tasarlanan şeffaf cephe yüzeyi ile görsel sürekliliği koruyarak gün ışığını eşit olarak dağıtan medya kütüphanesi, mimari unsurlar ile tek mekanda farklı ihtiyaçlara cevap veriyor.