Yaratıcı ekonomilerin sürekliğini sağlamak adına içerisinde bulunduğumuz şartlara direnç göstermenin en verimli yollarından biri de dayanışmanın tasarımı. Bu dayanışma biçimlerini dünyada ticari kaygıların en üst düzeyde olduğu fuarlar ve tasarım haftalarında da gözlemleyebiliyoruz. Tom Dixon IKEA ile işbirliği yapıyor, dünyanın en büyük cam üreticilerinden biri olan LASVIT, canavarlar çağında yaşadığımıza dair bir brief ile sanatçıları ve tasarımcıları bir araya getiriyor. Tek başına durmanın yerini; daha organik etkileşim kanaları ile temas edebileceğimiz işbirlikleri alıyor.
Zanaat geleneğinin binlerce yıl öncesine dayandığı İstanbul, tasarım denince ilk akla gelen şehirlerden değil. İstanbul’u çok sesli yapan birçok dinamik ve kaygan zemin var. Yaşadığımız dönemde tasarımcıların; kürate edilmiş temalar altında bir araya gelmesi, tasarlaması, yerel kaynaklar ve el işçiliği ile üretimlerini gerçekleştirmeleri bu coğrafyadaki yaratıcı potansiyeli motive eden ve nihayetinde aktive eden bir süreç. Küçük ölçekli üreticilerin bağımsız tasarımcılar ile işbirlikleri bu dayanışmayı yerelden globale taşıyacak diyalogları yaratıyor.
Füsun Eczacıbaşı ve Koray Duman’ın kürate ettiği ve tasarımcı Felekşan Onar’ın organizasonunu üstlendiği Istanbul Design Collective sergisi; NYCxDesign Wanted Manhattan 2018’de farklı tasarım-üretim diyaloglarını sergiliyor. Sergi; Autoban, Begüm Cana Özgür, FEYZ Studio, Fy-Shan Glass Studio, Gorbon Tiles, Linens, Merve Kahraman, Mucs Studio, ve Santimetre stüdyonun çalışmaları üzerinden İstanbul’un çağdaş yaşam ritüellerini temsil ediyor.
Sergide yer alan çalışmaların buluştuğu ortak zemin; İstanbul’da binlerce yıl öncesine dayanan tasarımcı ve zanaatkar arasındaki ilişki. Sergi, bu ilişkiyi temel alıp, İstanbul’da esnaf locaları üzerinden gelişmiş zanaat geleneğini gelecek nesillere aktarmak adına bir köprü kuruyor. İstanbul’a özgü bir üretim dokusu yakalamak üzerine olan ortaklık arayışı, tasarımcıların farklı sınırlar ve coğrafyalar arasındaki deneyimlerini ve tecrübelerini kullanarak, İstanbul’a dönüp kentin artizanal geçmişini bir potansiyel ve referans olarak ele alıp; bu süreci ürünleştirmeleri esasına dayanıyor.
Yerel diyalogları global tasarım sahnesi ile buluşturmak anlamında hissettiğimiz misyon ve sorumluluğa karşılık gelen kolektiflerden olan Istanbul Design Collective; seramik, cam, tekstil, ahşap ve metal gibi çeşitli malzemelerle üretilen bir koleksiyon sunuyor.