Zanaatkar yaklaşım hisli tasarım ürünler yaratmak için anahtar
Ürün tasarımcısı Christian Haas, tasarımlarında ürünlere ruh vermek için ultra-modern üretim tekniklerinin yüksek verimliliğini iyi zanaatkarlık ile birleştiriyor. Ürünleri zahmetsiz, komplike görünürken tasarım fikirlerini özüne indirgeyip kendi yaratıcı ruhunu katma becerisi sayesinde aynı zamanda şaşırtıcı.
Tasarım işleriniz yemek takımlarında cam eşyalara, mobilyadan aydınlatmaya, iç mekan konseptlerinden özel projelere kadar çeşitlilik gösteriyor. Bize tasarımdaki yolculuğunun nasıl başladığını ve zamanla nasıl geliştiğini anlatabilir misin?
Eğitimim sırasında estetik tasarıma odaklandım, komplike 2D görselleştirme yerine kendi çıplak ellerimle inşa ettiğim rafine biçimlere odaklandım. Hassas biçimler ve konturlar üzerine bir geliştirdiğim ustalık kariyerimin başında yemek takımları ve cam eşyalar tasarlamamı mümkün hale getirdi. Fakat kolayca sıkılan biri olduğum için sürekli kendime meydan okumam gerekiyor. Bu yüzden şu an aydınlatma ve mobilya tasarımı bana daha heyecan verici geliyor ve onları tasarlarken daha zinde, sanki bir acemiymiş gibi hissediyorum.
Tasarımlarında beni en hayran bırakan şey işlerini beklenmedik rastlaşmalara sürükleyen, sürpriz bir dokunuşla saf ve kesin bir çizgi yaratmanız. Bunun arkasındaki büyü nedir? Kolay fikirlerle mi başlıyorsun yoksa karmaşayı yaratım süreci sırasında mı azaltıyorsun?
Genellikle tasarım süreci başında birçok fikirle tartışır ve denemeler yaparız ve bir süre sonra en güçlü olan sağ kalır ve arındırılır. Zor bir süreç. Sonunda ürünlerimiz zahmetsiz, komplike ve hala şaşırtıcı görünmeli.
Tasarımlarınızın keşif anlamında saf fakat özgün olmasıyla, Arita ve Karimoku New Standard gibi Japon tasarım firmalarıyla iş birliği yapmış olmanız bir sürpriz değil. Çeşitli zamanlarda Japonya’ya seyahat ettiğini biliyorum. Tasarım süreci bakımından Japon markalarıyla olan deneyimin nasıldı?
Japonlarla çalışmaya çok değer veriyorum. İş ilişkilerinde de onlar en kibar insanlar. Daha yaşlı ve deneyimli hale geldikçe, işin hayatımın önemli bir kısmını aldığını ve rahat hissettiğim insanlarla çalışmak istediğimi farkettim.
Genelde Japon markalar ilk fikre çok saygı duyuyor ve işleri tasarımcı hayal ettiği gibi yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve onlara güvenebilirsiniz. Evet evettir!
3D yazıcıların döneminde yaşıyoruz. Teknoloji materyal, üretim ve hatta iletişime dair tasarımcılara birçok yeni imkanlar açıyor. Bunu senin işlerinde de gözlemleyebiliyoruz. Bunu işlerinde yine kolayca görülebilen zanaatkar yaklaşımla nasıl birleştiriyorsun?
Ultra-modern üretim tesisleri genellikle gerçek zanaatkarlıkla el ele gidiyor. Karimoku New Standard’da ki üretim tesisleri bunun için çok iyi bir örnek. Kullandıkları makineler maksimum verimlilikteyken bunu bilgi ve el işi ile birleştiren bir yer. Zanaatkar ürüne son dokunuşu ve ruhu veriyor.
3D yazıcıları yıllardır daha çok ilk prototipler için kullanıyoruz. Fakat yaklaşımımız oldukça klasik ve öğrenilen materyalleri tercih ediyorum.
İmajlarla iletişim kurmanın daha hızlı ve daha az karmaşık olmasıyla görsel iletişim günümüzde giderek daha çok önem kazanıyor. Bu da ortalama tasarım IQ’sunun büyümesine sebep oluyor. Bu olgu seni bir tasarımcı olarak zorluyor mu?
Milan’da ki mobilya fuarında görebileceğiniz gibi her yıl piyasaya sürülen bir çok yeni ürün var ve bunların çoğu 12 ay bile dayanamıyorlar. Dünya yeni tasarımlarla ve onların sosyal medyadaki imajlarıyla daha da çok dolup taşmış durumda. Fiziksel deneyim (sadece bir sandalyeye oturmak ve rahatlığını denemek gibi) önemini yitiriyor ve sıradan insan sık sık gördüğü parçalardan çabukça sıkılmaya başlıyor. Bir tasarımcı olarak bu günlerde kendinize sormanız gereken, geliştirdiğiniz bu sandalye/masa gerçekten bir değer katıyor mu yoksa sadece başka bir parça mı. Eğer cevap ikincisiyse, onu yapmayın.
Milan Tasarım Haftası’nın son edisyonunda çeşitli işlerin gastronomik bir deneyime dönüştüğünü gördük. Ortağınla Porto’da Mondo Deli isimli bir restoran açtın. Gastronomik deneyimini işlerinin bir uzantısı olarak yorumlayabilir miyiz? Bu fikri nasıl fark ettin?
Sadece iç mekandan sorumlu olmak yerine bir restoran sahibi olmak büyük ve zorlayıcı bir proje. Mondo Deli’nin küçük Portekizli üreticilerin yerel malzemeleri kullanılarak yapılan lezzetli uluslararası yemeklerin olduğu rahat ve cana yakın bir restoran olmasını istedik; Porto’da gerçekten bulunmayan ve hala öncüsü olduğumuz bir şey. Restoran ve stüdyonun evimizde olduğu için her şey biraz bağlantı kuruyor ve bu projeyi yapan bir sürü arkadaş gibi hissediyoruz.
Fotoğraf: Mormor
Stüdyonu Münih’ten Paris’s ve son olarak Porto’ya taşıdın. Farklı şehirler ve aynı zamanda kültürler arasında olmak çalışmalarını nasıl etkiliyor?
Açıkçası büyük bir etkisi yok. Kendimi gerçek bir Avrupalı olarak görüyorum, bir Alman değil, sadece Avrupalı. Kıtamızdaki çeşitliliği seviyorum. Fakat Güney Avrupa’da yaşamak çalışma şeklimi değiştirdi, şimdi daha iyi bir iş-hayat dengem var.
Yaratıcı sahnede takip ettiğin ve genç ve gelişen tasarımcılar olarak kimleri görüyorsun?
Formafantasma şaşırtıcı ve şiirsel, ayrıca arkaik yaklaşımından dolayı Ferreol Babin’in işlerini de beğeniyorum.
Tasarımın koleksiyon değeri ile ilgili ne düşünüyorsun? Galerilerle ne tür iş birliği arıyor ve oluşturuyorsun?
Sınırlı üretimlerden eğer sadece yapmış olmak için ve satışları hızlandırdığı fark edildği için yapılıyorsa gerçekten hiç hoşlanmıyorum. Tasarım sanat değil ve ulaşılabilir olmalı. Galerilerle çalışmayı seviyorum çünkü üretim masraflarıyla ilgili çok kısıtlayıcı değiller. Projeler çoğunlukla küçük üretimlerle ilgili olduğundan daha esnek ve tatmin ediciler. Sonuç derhal gerçekleşiyor. Oysa ki markalar için tasarım yaptığınızda projenin kullanıcıya sunulması üç yılı alabilir.
Bize gelecek projelerinden bahsedebilir misin?
Karimoku New Standard için Yeni Mobilya, 2018 baharında ‘Design Shangai’de sunulacak, yeni bir marka için (ismini söyleyemediğim) aydınlatma ve mobilya, KARAKTER, Danimarka için parçalar, Mèze,Portekiz için yemek takımı, Villeroy & Boch için Banyo Tasarımları, Schönbuch, Germany için Askılık ve Şemsiyelik.