In-Between Tasarım Platformu Spotlight + Podcast serisi yeni sezonunda United Colors of Benetton işbirliği ile yaratıcı genç profillerle birbirimize ve dünyamıza daha iyi davranmanın yollarını arıyor. Spotlight X Benetton işbirliği kapsamındaki sekizinci konuğumuz ‘Renk’ teması kapsamında, ilüstratör ve tasarımcı Beril Ateş.
Seni tanıyalım
Ben tasarımcı ve sanatçıyım. Marka iş birlikleri yapıyorum, sergiler açıyorum ve çizimler yapıyorum.
2011 yılında kurduğun KAFA Çizimhane’nin hikayesinden bahseder misin?
KAFA Çizimhane benim bitirme projemdi. Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü mezunuyum. Son sınıfta yaptığımız bitirme projemizde, çizimlerimi ürüne çevirmeyi sevdiğim için bu markayı kurmaya karar vermiştim. Sonrasında marka tecilini aldım ve ürünlerimi IKSV, İstanbul Modern gibi yerlerde göstermeye başladım. Daha sonra ismini “Beril Ateş Shop” olarak değiştirdim. Şu an bir e-ticaret sitesi üzerinden devam ediyoruz.
Kayıt tutmanın hayatında nasıl bir yeri var?
Bütün işlerim arasında belki de yapmayı en çok sevdiğim ve en değerli olanlar bu defterler. Hayatımı kayıt altında tutuyorum. Şu an çok hızlı yaşıyoruz ve her şeyi çok çabuk unutuyoruz. Bu yüzden hem seyahatlerde hem de arkadaşlarımla oturduğum sofralarda bu defterleri tutuyorum. Söylenen sözler, yedip içtiklerimiz. Mimariden tarihe kadar birçok konu yer alıyor defterlerimde. Dönüp baktığımda bana ne kadar dolu yaşadığımı gösteren en önemli şeyler o defterler.
Art Journaling üzerine düzenlediğin workshoplardan bahseder misin? Devam edecekler mi?
Bir kere yapabildik bunu. Pandemi öncesinde atölyeye taşındım, tam workshoplara başladığımız sırada pandemi oldu. Ara vermek zorunda kaldık. Daha küçük gruplarla çalışmaya devam etmeyi planlıyorum. Workshoplar devam edecek bu sene de.
Üretim tekniğinden bahseder misin? Üretimde bir hata ile karşılaştığında nasıl bir yol izliyorsun?
Çoğunlukla kağıt üzerinde çalışıyorum. Suluboya bazlı karışık teknik kullanıyorum. Önce suluboya ile başlayıp sonrasında buna guaj, kuru kalem ve mürekkebi de dahil edebiliyorum. Dijitali kurumsal işlerimde tercih ediyorum. Karşı taraftan yorum alıp değiştirmem gereken süreçlerde bir kolaylık sağlıyor bana. Kendi resimlerimde, orijinal bir işte, hata oluşuyorsa eğer onu da resmin içine dahil etmeye çalışıyorum. Ufak hatalar işin bir parçası ve resmin akışı da buna göre değişebiliyor.
Nelerden ilham alıyorsun? Seni üretmeye teşvik eden şeyler nelerdir?
Beni en çok insana dair şeyler etkiliyor. İnsanları incelemek, kendi içinde bulunduğum durumlar, ülkenin içinde bulunduğu durum beni etkiliyor. Gündelik hayatta deniz, balıklar, deniz altı, sofralar, sohbet beni mutlu ediyor.
Marka iş birliklerinde üretim sürecin nasıl oluyor?
Önce markanın isteklerini dinliyorum. Sonrasında elimden gelen en yaratıcı şekilde ve markanın da uygulayabileceği şekilde uçmaya başlıyorum. Ve bunun kabul edilmesini bekliyorum. Bazıları kabul ediliyor, bazıları kabul edilmiyor maalesef. Bakış açım yapabileceğimizin en iyisini yapmak oluyor. Ortaya özel ve orijinal bir iş çıkarmak hem benim için hem marka için hem de izleyici için önemli.
Birbirimize ve dünyamıza daha iyi davranmak için önerilerini bizimle paylaşır mısın?
Sevgi ve saygının son dönemde azaldığını düşünüyorum. Dünyaya dair çok fazla problem var ama bence en büyük problem sevgi eksikliği. İnsanların bu kadar saldırgan ve bencil olmasının başka bir açıklamasını bulamıyorum. Çevremizdeki insanlara birazcık daha sabırla, iyi niyetle ve sevgiyle yaklaşırsak kesinlikle karşılığını alacağımızı düşünüyorum.
Yakın gelecekteki planların neler?
Önümde bir sergi planı var. İstanbul’da büyük bir sergi yapma fırsatım olmamıştı. Önümüzdeki sene bir kitap eşliğinde bunu gerçekleştireceğim. Kurumsal işlerden vakit bulamadığım projelerime devam etmeyi planlıyorum. Beklemede olan ürünlerim var. Onların üzerinde çalışmak istiyorum. Biraz akışa bırakıyorum kendimi.
Instagram üzerinden senin hakkında merak edilen soruları topladık:
Üniversitede bölüm seçmeden önce sizi yönlendiren, ışık tutan bir rol modeliniz oldu mu?
Evet, abim beni yönlendirdi. Tasarımla alakalı bir bölüm okuyacağım belliydi. İç mimarlık okumaya karar vermiştim. Benden 3 sene önce abim grafik tasarım bölümüne girmişti. Beni de iyi tanıdığı için grafik tasarımın beni besleyeceğini söyledi ve bu bölüme girmemi önerdi. Çok mutlu olarak bu bölüme girdim.
Çizim yapmaya nasıl başladınız? Çizmeye nereden başlamak gerek?
Bir buçuk yaşında duvarları boyadığımın kayıtları var. Sonrasında da hep devam ettim resime. Buradaki en önemli nokta ailem. Çok fazla yönlendirmeden, sadece malzemeleri bana sağlayarak serbest bırakmışlar beni. Bir çocuğun o dönemde çok geniş bir yaratıcılığı oluyor.
Çizmeye başlamak için hangi yaşta olduğunuzun önemi yok. İşin teknik kısmını öğrenmek azmetmeyle ilgili. Diğer tarafı ise yaratıcılık. Bu da gözlem yapabilmek ve duygu akışını aktarabilmekle alakalı. Çok içgüdüsel bir şey bu bence.
Dijitalde mi yoksa kağıt üzerine mi çizmek?
Kağıt tabiki.
Ankara’da workshop olacak mı?
Olacak. Atölyedeki workshopları yapabilirsem çok kısa zamanda Ankara ve İzmir’de de workshop yapacağız.
İyi tasarım her zaman kazanır mı?
Sanatsal kısmı bir kenara bırakacak olursak iyi tasarımda fonksiyonellik de var. Dolayısıyla “iyi tasarım” olduğu zaman onun kazanmama ihtimali yok bence. Kullanıcıyı da doğru yönlendiren ve aynı zamanda estetik olan bir tasarım olduğunu düşünüyorum bu noktada. Ama tabi ki kullanıcının da kim olduğuna göre değişir. Birçok yerden ele alınabilir bu soru.
Podcast & Röportaj: Özge Adanır