Küresel olarak içinde bulunduğumuz pandemi döneminin etkilerini yaşam alanlarımız ve alışkanlıklarımız gibi hayatımızın birçok alanında gözlemlemeye başladık. Salgının yarattığı etkilere karşı yaşama ve çalışma alanlarımızı yeniden kurgulamaya başladık. Mekanların daha işlevsel kullanılması, odalardaki hava akışları, evlerdeki sürdürülebilirlik adımları gibi konularla birlikte konut planlarının konfigürasyonları ile konforun önemi de giderek arttı.
Evlerimizin ve çalışma alanlarımızın ihtiyaçlarını deneyimleyip öğrendiğimiz pandemi döneminden sonra, mekanın ve tasarımın dili fiziksel, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere yeniden şekilleniyor. Karbon salınımının aza indirildiği, sürdürülebilir ve doğa dostu malzemeler kullanılarak inşa edilen, güneş panelleri ile ısınabilen, kendi enerjisini kendi üretebilen daha minimalist, hijyenin ve sosyal mesafenin ön planda tutulduğu tasarımların önemi artıyor.
Sağlığımıza daha çok dikkat edeceğimiz pandemi sonrası dönemde, fiziksel mesafenin ilk uygulanması gereken binalardan biri okullar. Amerikalı Mimarlık Stüdyosu SOM, Koronavirüs salgınına yanıt olarak School/House olarak adlandırdığı pop-up sınıfları tasarladı. 7 adet katlanılabilir panelden oluşan yüksek tavanlı okulda, 25 kişilik sınıflar havalandırma sistemleri gibi teknolojik cihazlarla donatılıyor.
Sim Plex Design Studio’nun Hong Kong’daki Smart Zendo projesinde iki yatak odalı bir ev, sesle etkinleştirilen teknoloji ve modüler mobilyalar ile birlikte depolama alanlarına sahip dört odalı akıllı bir eve dönüşüyor. Zendo projesiyle manevi bir alan yaratmayı amaçlayan Sim Plex, geleneksel Feng Shui doktrini ile akıllı teknoloji arasında bir harmoni sağlıyor.
Tayvan’dan Hong Kong’a taşınan tek çocuklu bir aile için 3 kuşağın bir arada yaşamını destekleyen Zendo projesinin öncelikli amacı 492 metrekarelik bir evde esnek bir yaşam alanı oluşturmak ve ailenin Tayvan’daki evlerinin hissini burada yeniden yaratmak.
Minimal bir yaklaşımla teknolojiyi dairenin her yerine entegre eden Sim Plex, evin doğayla bütünleşmesi için geniş pencereler kullanıyor. Oturma odası zemini, gizlenmiş depolama alanları için kapak görevi görürken aynı zamanda zeminden bir sehpa yükseliyor. Ses ve kumandayla etkinleştirilen teknoloji sayesinde, perde, ışık, kapı kilitleri, sehpa ve ekranlar temas etmeye gerek kalmadan kontrol edilebiliyor. Sürgülü kapılar sayesinde 4. bir yatak odası oluşuyor. Nesnelerin birden çok amaca hizmet ettiği Zendo projesinde, akıllı tasarım detayları, küçük fakat işlevsel bir alan oluşturuyor.
The Modern House’un kurucu ortaklarından Albert Hill, Dezeen’e yaptığı konuşmada, insanların dünya dinamiklerinden uzaklaşabilecekleri ve kendilerini güvende hissedebilecekleri yerler aradığını söylüyor.
Japon inşaat firması Sekisui House ve devlet konut yöneticisi Homes England ortaklığında modüler evler geliştiren House by Urban Splash’in araştırma ekibi, iyi tasarlanmış evlerin ve mahallelerin insanları mutlu ve sağlıklı hale getirdiğini, evlerinde daha uzun yaşamaya teşvik ettiğini, sürdürülebilirlik sağlayarak güçlü topluluklar yarattığını savunuyor. Urban Splash, Dezeen aracılığıyla, araştırmalarından yola çıkarak bina projelerine rehberlik edecek ilkeleri içeren Live Well by Design adlı bir manifesto yayınladı. Manifesto, kişilerin bireysel ihtiyaçlarına göre tasarlanmış evler inşa etme, düşük karbonlu yaşamı destekleme, yürüyüş gibi sağlık rutinlerine teşvik eden yeşil mahalleler yaratma ilkelerini içeriyor.
Firmanın pazarlama direktörü Orla McGrath, ‘’Evlerin, dünyanın en mutlu yerleri olması gerektiğine ve dört duvarın ötesinde, daha geniş bir mahalleyi, topluluğu ve aidiyet fikrini düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz.’’ diyor. Mahalle yaratmanın dışında evlerin tasarımına akıllı ev teknolojisini entegre ederek kullanıcının, aydınlanma, ısınma, su gibi özellikleri temassız kontrol etmesini sağlıyor.
Salgınla birlikte doğan karantina sürecinde şehir sakinleri, evlerinde doğaya erişimin önemini sorgularak, erişimlerini yeniden şekillendirmeye başladı. Utrecht’in biyoçeşitlilik odaklı Merwede mahallesi, House by Urban Splash’in manifestosu, Montreal’in Saint-Laurent bölgesindeki doğa koridoru gibi projeler, sürdürülebilir evler ve mahalleler konusunda fayda oluşturuyor.
Beeing, evlerdeki balkon gibi alanlar için teras mobilyaları olarak işlev gören B-Box adındaki ev arıcılık ünitelerini tasarladı. B-Box’ın mekanizması sayesinde ev sahibi, arılarla direkt olarak etkileşime girmiyor. Ünitelerin içinde bulunan BeeSecure ile içerisinin sıcaklığı, nemi ve hareketi uzaktan takip edilebiliyor.
Perspeks ve ahşaptan üretilen B-Box’ın asıl amacı böcek ve ev sahibi arasında simbiyotik bir ilişki kurmak. Beeing, evlerdeki yaşamın şehir ekosistemine dahil edildiği bu gibi sürdürülebilir sistemlerin, kentsel gelişimin bir parçası olması gerektiğini savunuyor.