İngiliz tasarımcı Ilse Crawford, Londra merkezli tasarım stüdyosu STUDIOILSE altında iç mimarlık ve ürün tasarım alanlarında projeler geliştiriyor. STUDIOILSE, insanı odağına alan tasarım yaklaşımıyla biliniyor. Tasarımlarında estetik kaygıların yanı sıra kullanıcıların yaşam kalitesini arttıran detaylara önem veriyor. Bu doğrultuda, kullanıcıların ihtiyaçları ve davranışları, tasarımlarının temelini oluşturuyor. Mekanlara sıcaklık ve samimiyet katmayı hedefliyor; pratiklik ve konforu, kullanıcının mekanla kurduğu duygusal bağ ile bir araya getiriyor. Doğal malzeme, renk ve dokularla mekana bir karakter kazandırırken, dingin bir atmosfer yaratıyor.
Crawford’ın fonksiyonelliği ve duygusal bağı bir araya getiren özgün ve çağdaş iç mekan tasarımlarından bir seçkiyi sizler için derledik.
Stockholm’de bulunan Ett Hem, 100 yıllık bir evin ahşap, deri ve kadife malzemelerinden renkli bir butik otele dönüştürülmesiyle oluşturuldu. Studioilse tarafından yapılan restorasyon çalışmasıyla çeşitli kültürel etkinliklere ve alanlara ev sahipliği yapan ortak alanlarda, misafirlerin kendini evindeymiş gibi hissedecekleri dinamik ve canlandırıcı bir atmosfer yaratıldı. Oteldeki odalar, vintage ve modern mobilyalarla öne çıkıyor. Crawford imzası taşıyan mobilyalarla, duvarlara yerleştirilen sanat eserleri birbirini tamamlıyor. Ett Hem, misafirler için ev samimiyeti sunan, zengin bir deneyim yaratıyor.
İlhamını New York’taki The Carlyle’den alan Carlyle & Co. The Rosewood Group için geliştirilen bir kulüp. 2.600 metrekarelik, 3 kata yayılan kulüpte duvarlardan tavana, mobilyalardan sanat eserlerine kadar tüm detaylar mücevher ve şekeri andıran renk tonlarından ve desenlerden oluşuyor. Crawford’ın ‘designed chaos’ (tasarlanmış düzen) olarak nitelendirdiği iç mekan tasarımı samimi, modern ve yenilikçi atmosferiyle ayrışıyor. The Carlyle’nin lüks algısını, Carlyle & Co’da konfor, oyunsallık ve samimiyetle bir araya geliyor. Her odanın ayrı bir tasarıma sahip olduğu kulüpte ortak alanlar, 1950’ler mobilyalarının ve çağdaş mobilyaların yarattığı renk ve doku kontrastlarıyla bir dinamizm yaratıyor. Crawford, Carlyle & Co. ile konukların özgürce kendileri olabileceği bir mekan yaratmayı hedefliyor.
Hong Kong’da bulunan Duddell’s Art Club, bir restoran ve sanat mekanı olarak işliyor. Geleneksel ve modern öğeleri bir araya getirerek zengin bir atmosfer yaratmayı hedefleyen Crawford, mekan tasarımında doğal malzemeler ve sıcak bir renk paleti kullanıdı. Ahşap, yumuşak dokulu kumaşlar ve doğal taşlar mekanda öne çıkıyor. Sanat ve tasarımın harmanlandığı restoranda, yerel ve global sanatçıların eserlerinin sergilendiği galeri alanları bulunuyor. Böylece gastronomi ve sanat bir bütünlük oluşturuyor. Özgün bir deneyim sunan Duddell’s Art Club, geleneksel ve çağdaş Çin sanatını, zengin bir yemek deneyimiyle bir araya getiriyor.
Stockholm’deki Grand Hotel’de konumlanan Matbaren ve Matsalen, Michelin yıldızlı İsveçli şef Mathias Dahlgren için karşılıklı alanlarda geliştirilmiş restoran mekanları. Matbaren hızlı yemeği teşvik eden bir bar olarak kurgulanırken; Matsalen, yavaş yemek deneyimi sunan bir yemek odası olarak tasarlandı. Crawford, iki restoran için de şefin gastronomik felsefesini iç mekan tasarımıyla desteklemeyi hedefledi. Yerel ve global yemek deneyimini bir araya getiren restoranlardan Matbaren’de ahşap, çini fayans ve çinko gibi malzemeler ön plana çıkıyor. Menüyü yansıtan mobilya tasarımları tercih edildi. Matsalen’de ise daha lüks ve zaman geçirmeyi teşvik eden bir atmosfer oluşturuldu. Matbaren’e göre daha seçkin bir deneyim sunan restoranda, Macar parke zemin, kadife kumaştan oluşan Chesterfield koltuklar ve altın kaplama metaller dikkat çekiyor. Studioilse tarafından tasarlanan kıvrımlı masalar, mekanın lüks ve dinamik atmosferini destekliyor.