Tasarım Müzesi Thames Nehri’nin hemen yanındaki konumundan ayrılarak Kensington’ın güneyine taşındı. Her ne kadar kapılarını daha dün açmış olsa da bu değişim şimdiden bir çok tartışmayı beraberinde getirdi.
Londra Tasarım Müzesi Açılış Filmi
Tasarım müzesi tasarlamak
Tasarım Müzesi 1989 yılında kurulmuştu. Bu durumda mimarisi, iç mekan tasarımı ve görsel kimliği 2016 yılında nasıl görünecek ve nasıl hissettirecek?
Bir müzenin tasarımı; mimariden görsel kimliğe, mobilyadan sergilemeye kadar birçok farklı alanın kesişmesini kapsar. Tasarım Müzesi'nin yeni binasında yer alma sürecine de birçok isim dahil oldu.
Fotoğraflar: Luke Hayes
Bir kalıcı, iki geçici sergi alanıyla öncekine oranla üç katına çıkan yapının mimari ve iç mekan tasarımını OMA ile birlikte John Pawson üstlendi. Oldukça eski olan yapıyı, birlikte gösterişli ve ünlü bir örneğe dönüştürdüler. Çatıyı tasarımın ana öğesi olarak koruyup, geriye kalan her şeyi yeniden inşa ederek modern bir görünüm elde ettiler.
Londralı grafik tasarım stüdyosu Studio Myerscough ise sergileme alanlarından sorumluydu. Çalışmalarını Pawson’un çizgisiyle uyumlu olacak şekilde yürütürken, ziyaretçiler için bütünlüklü bir deneyim yaratmak adına “mekanlar arasında akışkan geçiş” temasına odaklandı.
Fotoğraflar: Gareth Gardner
Fernando Gutiérrez Studio müze kimliği üzerine çalıştı. “Design Museum” isminin başına küçük harflerle yazılmış bir “the” eklediler ve çatının formundan ilham alan bir sembol hazırladılar. Yönlendirme ve işaret sistemini, portfolyosu Tate Modern’den Victoria & Albert Müzesi’ne kadar dünyaca ünlü müzelere uzanan Cartlidge Levene gerçekleştirdi.
Tüm bu bireysel tasarımcı ve stüdyolar bir yandan kendi görevleri üzerine yoğunlaşırken, diğer yandan birbirlerinin işlerini desteklemeye ve uyumlu hale getirmeye çalıştılar.
Fotoğraflar: Helene Binet
Konum-müze ilişkisi
Müzelerin, bulundukları bölgenin kimliği üzerindeki büyük etkisi yadsınamaz bir gerçek. Bu durumda müzenin yeni taşındığı mahalle nasıl etkilenecek?
Bilim Müzesi, Ulusal Tarih Müzesi ve Serpentine Galerileri dahil olmak üzere hali hazırda birçok müze ve galeriye ev sahipliği yapan Kensington, güçlü bir değişim süreci yaşayacak gibi görünmüyor. Bu bölge hem turistler hem de yerel halk için oldukça gözde olduğu için, Tasarım Müzesi de kendini diğer binalar arasında yabancı gibi hissetmeyecek. Yeni yüzü ve yeni mekanıyla gün geçtikçe artan bir ziyaretçi kitlesi olacak.
Peki ya eski bina?
Kamusal yapılar genellikle çevrelerinin ayrılmaz birer parçası haline geliyorlar. O halde 27 yılın ardından, eski bina hangi amaçla kullanılacak?
2013 yılı, hem yeni yapının inşaatının başladığı hem de eski yapının Zaha Hadid Architecs’e devredildiği yıl. Yani en güvenilir ellere bırakılmak istenmiş gibi görünüyor. Zaha Hadid Architecs’in planı ise, tüm arşivin toplanacağı ve sanat, mimari ile tasarım özelinde hazırlanacak sergi, araştırma ve konuşmalar için kullanılacak bir merkez haline gelmesi.