IN-BETWEEN Tasarım Platformu olarak 2016’da başladığımız SPOTLIGHT serisine SPOTLIGHT+podcast ile devam ediyoruz. SPOTLIGHT, yeni sezonunda değişen dünya dinamiklerine karşı, üretimleriyle pozitif bir tavır geliştiren genç jenerasyona odaklanıyor ve bu sezon podcast kanalı ile erişimini genişletiyor.
SPOTLIGHT+podcast kapsamında yedinci konuğumuz bir el dokuma kilim markası olan Figure’ün kurucusu İlke Beyaz.
Bize kendinizden bahseder misiniz? Figure’den önce neler yapıyordunuz? Figure markasını kurma fikriniz nasıl oluştu?
1986 İstanbul doğumluyum. Saint Joseph Fransız lisesini bitirdikten sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Sosyoloji okudum. Üniversitedeyken aslında görsel sanatlarla ilgili bir şeyler yapmak istediğimi biliyordum ve modaya olan ilgimden bir moda dergisinde staj yapmaya karar verdim. Öncelikle çalışma hayatım Elle dergisinde başladı diyebiliriz. Editörlük nedir, bir moda çekimi A’dan Z’ye nasıl yapılır öğrendiğim ve basın tarafını gördüğüm bir okul oldu. Daha sonra bir film prodüksiyon şirketinde kostüm danışmanlığı vermeye başladım. Reklam filmlerinde ve video kliplerdeki oyuncuların hikayelerine uygun karakterler yarattım. Bu kimi zaman bir minibüs şoförü kimi zaman bir şarkıcı kimi zaman da bir sporcu oldu. Her senaryo bana yeni yüzler tanımam, empati yapmam için bir yol açtı. Sosyoloji okumuş olmamım da bence burada önemli bir artısı vardı.
Setlerde çalışmak beni bir noktada işin mutfağına yani prodüksiyon kısmına yönlendirdi. PPR prodüksiyon şirketinde sektörün önde gelen markalarına kampanya, lookbook ve reklam çekimi prodüktörlüğü yaptım.
Son olarak da Doğuş Yayın Grubu bünyesindeki Vogue ve GQ Türkiye dergilerinin proje yönetmenliğini üstlendim. Yaklaşık 5 sene boyunca farklı sektörlerden birçok markaya yaratıcı içerik hazırlayarak dergicilik sektörünün en önemli isimleriyle çalışma ve öğrenme fırsatı buldum.
Aslında tüm çalışma hayatım boyunca hep görsel ve yaratıcı bir dünyanın içinde farklı pozisyonlarda oldum diyebiliriz. Hiçbir zaman üretmekten uzaklaşmadım. Figure tüm bu süreçlerin meyvesi diyebilirim.
Son olarak da Doğuş Yayın Grubu bünyesindeki Vogue ve GQ Türkiye dergilerinin proje yönetmenliğini üstlendim. Yaklaşık 5 sene boyunca farklı sektörlerden birçok markaya yaratıcı içerik hazırlayarak dergicilik sektörünün en önemli isimleriyle çalışma ve öğrenme fırsatı buldum.
Aslında tüm çalışma hayatım boyunca hep görsel ve yaratıcı bir dünyanın içinde farklı pozisyonlarda oldum diyebiliriz. Hiçbir zaman üretmekten uzaklaşmadım. Figure tüm bu süreçlerin meyvesi diyebilirim.
Figure tasarım aracılığıyla sosyal etki oluşturan bir marka. Üretim sürecinizde Anadolu’nun farklı bölgelerinden dokumacı kadınlar ile çalışıyorsunuz. Bu işbirliğinin markanıza ve kadın üreticilere katkısı hakkında neler söylersiniz?
Figure’ü kurarken aslında en büyük motivasyonum kadınlarla çalışmak ve onlara istihdam sağlamaktı. Kilim dokuma tarihine biraz girdiğinizde, araştırdığınızda büyülenmemeniz imkansız. Yüzyıllardır Anadolu’da kadınlar tarafından sürdürülen ve unutulmaya yüz tutmuş bu gelenek benim itici gücüm oldu. Elindeki zanaatı kullanmak isteyen ve bu mesleğe gönül veren kadınlar Figure’ün DNA’sını oluşturuyor.
Ürünlerinizin paketlemelerinde bir künye yer alıyor. Bu künye kullanıcıya, kilimin üretim süreci ve onu dokuyan zanaatkar hakkında bilgi veriyor. Markanın zanaati ön plana çıkaran bu tutumunu sizden dinlemek isteriz.
Dediğim gibi Figure’ün kahramanları kadınlar. Bu kilimleri yeni sahiplerine ulaştırırken onları yok saymak ve isimlerini gizlemek istemedim. Her kilimi dokuyan ablamızın iznini alarak sadece ismini ve nerede dokuduğunu bu sertifikalara yazıyoruz. Olabildiğince şeffaf bir marka olmaya özen gösteriyorum. Aldığınız kilimin yünü nereden geliyor, nasıl boyanıyor, dokuma tezgahında ne kadar kalıyor ve size gelene kadar kimlerin eli değiyor bence tüketicinin bilmesi gerekiyor. Gerçekten kolay bir zanaat değil, arkasında büyük emek var ve biz de bu emeğin karşılığını hem maddi hem manevi olarak vermek istiyoruz.
Tasarımlarınızda ilhamınızı nerelerden alıyorsunuz?
Yıllar içinde zihnimde biriktirdiğim, ilham aldığım büyük bir görsel dünya var. Figure kilimleri tasarlarken modern grafikleri geleneksel Anadolu kilim motifleriyle beraber kullanmak istedim. Çıkış noktam yine kadınlar ve Anadolu’nun bereketli toprakları oldu. Mesela “Elibelinde” motifi dişiliği, kısmeti ve bolluğu sembolize ediyor. “Peksimet kilim”, adını eskiden anneannelerimizin kuruttuğu ekmekten alıyor.
Tek başınıza bir marka yönetiyorsunuz. Bunun zorlukları veya kolaylıkları neler sizce?
Aslında tek başıma sayılmam. Üretim kısmında Türkiye’nin farklı şehirlerinde dokuma tezgâhları kurmama yardım eden bir kilim ustasıyla çalışıyorum. Bu hayali bizimle paylaşan zanaatkar kadınlarımız da olmasa bu noktaya kadar gelebilir miydim bilmiyorum. Umarım ilerde daha da büyük bir ekip oluruz.
Figure’ün gelecekteki planlarından bahseder misiniz?
Birçok kadına iş olanağı sağlayacak büyük bir Figure kilim dokuma atölyesi kurmak en büyük hayalim. Önümüzdeki günlerde yurtdışında bu geleneğimizi tanıtmak için de adımlar atıyor olacağız.